Audible会員プラン登録で、20万以上の対象タイトルが聴き放題。
-
Osmanlı Batılılaşması ve Moderleşme
- Anadolu'da Medeniyetin Hikayesi 24
- ナレーター: Mehmet Atay
- 再生時間: 22 分
カートのアイテムが多すぎます
カートに追加できませんでした。
ウィッシュリストに追加できませんでした。
ほしい物リストの削除に失敗しました。
ポッドキャストのフォローに失敗しました
ポッドキャストのフォロー解除に失敗しました
聴き放題対象外タイトルです。Audible会員登録で、非会員価格の30%OFFで購入できます。
あらすじ・解説
Anadolu'da Medeniyetin Hikayesi serisinin yeni bölümlerinden bildirim yoluyla haberdar olmak için seriyi takip etmeyi lütfen unutmayın.
Osmanlı yönetim, Türk ordularının 18’inci yüzyılda uğradıkları hezimetleri sadece askerlik fen ve sanatındaki geriliğe bağlamışlar, Avrupa’nın silâh, ve savaş gereçlerine, gemi mühendisliğine ve gemiciliğe, yeni istihkâm yöntemlerine, topçuluk ve askeri taktiklere, teknolojiye yönelik alıntı ve temaslar tek tek kültür ögelerinin alınmasıyla sınırlı kalmıştır. Batıdan teknik alıntılar yapılmasında dinen de sakınca görülmemiştir.
Batılılaşma hareketlerinde ikinci aşama, modern matematik ve fiziğin askerlik yoluyla Türkiye’ye girmesiyle başlar. Böylece, Osmanlı kafası, ilk defa Batı ilmi ile sistemli biçimde temasa geçmektedir. Comte de Bonneval (Humbaracı Ahmet Boneval Paşa), Baron de Tott gibi maceraperestlerden sonra, III. Selim’in Nizam-ı Cedid adlı bir ordu kurmaya yardım etmek üzere getirtilen Fransız askeri misyonu önemli katkılarda bulunmuştur. Bu yenileşme hareketleri Nizam-ı Cedid’in lağvedilmesine ve III. Selim’in öldürülmesine rağmen durmamış, II. Mahmut döneminde daha da yoğunlaşmıştır. Tıphane ve Cerrahhane’de yeni tıp yöntemleri, mühendishanelerde matematik ve diğer müspet bilimler, Mekteb-i Harbiye’de askerlik sanatı Avrupa’daki gelişmelerin ışığında öğretilmeye başlanmıştır.
Osmanlı Batılılaşmasının üçüncü aşaması, 1839’da yayınlanan Tanzimat Fermanının açtığı modernleşme çığırıyla başlar. Sayıştay, Danıştay, Yargıtay gibi üst mahkemeler kurulmuş ve başarılı yöneticiler yetiştirmek amacıyla açılan Mülkiye Mektebi başta olmak üzere birçok çağdaş eğitim ve yönetim kurumu oluşturulmuştur. Tanzimat döneminin reformları, imparatorluğun gayrımüslim tebaasına, sanki laik bir hükümet sistemi içindeymişcesine, ticarî, idarî ve hukukî garantilerle liberal bir rejim getiriyordu. Bu reformlar İslâm dünyasındaki ilk anayasalardan biri olan 1876 Osmanlı Anayasası ile doruğa ulaştı.