-
サマリー
あらすじ・解説
Fluent Fiction - Turkish: Cooking Chaos: The Magic of Friendship in Floury Moments Find the full episode transcript, vocabulary words, and more:fluentfiction.com/tr/episode/2025-01-13-08-38-19-tr Story Transcript:Tr: Soğuk bir kış akşamı, üniversite öğrenci yurdunda, küçük bir oda ışıklar altında parlıyordu.En: On a cold winter evening, in the university dormitory, a small room was shining under the lights.Tr: Selim, Zeynep ve Kerem, bu küçük odanın içindeki mutfakta toplanmışlardı.En: Selim, Zeynep, and Kerem had gathered in the kitchen inside this small room.Tr: Selim, büyük bir heyecanla arkadaşlarına mantı yapmayı planlamıştı.En: Selim had planned to make mantı for his friends with great excitement.Tr: Fakat, o gün olaylar beklenenden farklı gelişecekti.En: However, that day events would unfold differently than expected.Tr: Mutfağın tezgahı karmakarışık ve küçüktü.En: The kitchen counter was messy and small.Tr: Tencere ve tavalar birbirine karışmış, her yerde açık kitaplar ve ders kağıtları vardı.En: Pots and pans were mixed up, and there were open books and study papers everywhere.Tr: Zeynep her zamanki gibi pratik bir şekilde, "Selim, emin misin?En: Zeynep, as usual practically, warned Selim by saying, "Selim, are you sure?Tr: Malzemeler eksik görünüyor.En: The ingredients seem to be missing.Tr: Pizza söylemek daha kolay olur."En: Ordering pizza would be easier."Tr: Ancak Selim, "Yok, yok!En: However, Selim rolled up his sleeves confidently, saying, "No, no!Tr: Halledeceğiz bunu!"En: We'll manage this!"Tr: Kerem ise tezgahın diğer ucunda malzemeleri toplamaya çalışıyordu ama köşede duran radyodan çalan müziğe eşlik ederek, olduğu yerde dans ediyordu.En: Kerem, meanwhile, was at the other end of the counter trying to gather the ingredients, but he was dancing in place, accompanying the music playing from the radio in the corner.Tr: Onun eğlenceli hali diğerlerinin de yüzünü güldürdü.En: His playful state made others smile as well.Tr: Selim hamuru açmaya çalışırken, unlar havada uçuştu, bu da ufak bir güldürüye sebep oldu.En: As Selim tried to roll out the dough, flour flew in the air, which caused a small burst of laughter.Tr: Malzemeleri karıştırmaya çalışırken birtakım eksikler olduğunu fark ettiler.En: While trying to mix the ingredients, they noticed that some were missing.Tr: Selim pes etmeye hiç niyetli değildi.En: Selim had no intention of giving up.Tr: "Başka ne bulabiliriz?" diye sordu.En: "What else can we find?" he asked.Tr: Kerem araya girerek, "Kalan makarna sosunu kullanalım!" dedi.En: Kerem chimed in, "Let's use the leftover pasta sauce!"Tr: Herkesin gülmesiyle birlikte, makarna sosuyla mantı yapma fikri onlara mantıklı gelmeye başladı.En: With everyone laughing, the idea of making mantı with pasta sauce started to sound reasonable to them.Tr: Nihayet mantı yarı yarıya pişmişti ki, birden dumanlar yükselmeye başladı.En: Finally, the mantı was half-cooked when suddenly smoke began to rise.Tr: Ortalık bir anda panik havasına büründü.En: The atmosphere quickly turned to panic.Tr: Zeynep gülerek, "Bir yangın alarmı daha mı Selim?" diye takıldı.En: Zeynep joked, "Another fire alarm, Selim?"Tr: Alarm çalınca, komşu odalardan başlarını uzatanlar oldu.En: As the alarm went off, neighbors from adjacent rooms poked their heads out.Tr: Herkesin yüzünde şaşkın ama eğlenceli bir ifade vardı.En: Everyone had a surprised but amused expression on their faces.Tr: Bütün bu curcuna arasında, sonunda mantıyı yapamayacaklarını kabul ettiler.En: Amid all this commotion, they ultimately accepted that they wouldn’t be able to make the mantı.Tr: Selim derin bir nefes aldı ve, "Tamam, pizza siparişi verelim.En: Selim took a deep breath and said, "Alright, let's order pizza.Tr: Ama bu eğlenceliydi!"En: But this was fun!"Tr: Kerem, "Yanlışlıkla bir dans partisi başlattık," diye ekledi.En: Kerem added, "We accidentally started a dance party."Tr: Pizza gelene kadar ışıkları söndürüp küçük bir dans partisi yaptılar.En: Until the pizza arrived, they turned off the lights and had a little dance party.Tr: O akşam, Selim, Zeynep ve Kerem’e, arkadaşlarıyla geçirilen zamanın mükemmellikten ziyade huzur ve eğlence getirdiğini hatırlattı.En: That evening reminded Selim, Zeynep, and Kerem that time spent with friends brings not perfection but peace and fun.Tr: Doğru malzemeler, doğru mutfak veya tarife ihtiyaç yoktu.En: No need for the right ingredients, the right kitchen, or the right recipe.Tr: Önemli olan kahkaha ve dostluktu.En: What mattered was laughter and friendship.Tr: Kendi küçük mutfak kazalarında bile arkadaşlarla olmak yeterliydi.En: Being with friends was enough, even in their small kitchen accidents. Vocabulary Words:dormitory: öğrenci yurdugathered: toplanmışlardıexcitement: heyecanunexpectedly: ...