Fluent Fiction - Turkish: April Fools at the Promenade: Priceless Lessons on Friendship Find the full episode transcript, vocabulary words, and more:fluentfiction.com/tr/episode/2025-04-01-22-34-02-tr Story Transcript:Tr: Emir bugün çok heyecanlıydı.En: Emir was very excited today.Tr: Hava güneşli ve güzeldi.En: The weather was sunny and beautiful.Tr: İlkbahar sonunda geldi.En: Spring had finally arrived.Tr: Emir, Bosphorus Promenade'a arkadaşları Derya ve Ece ile piknik yapmaya gitmek için sabırsızlanıyordu.En: Emir was eager to go have a picnic with his friends Derya and Ece at the Bosphorus Promenade.Tr: Kuruçeşme'de, denizin hemen kenarında park vardı.En: There was a park right beside the sea in Kuruçeşme.Tr: Üçlü burada buluşmak için sözleşmişti.En: The trio had agreed to meet there.Tr: Emir, gülümseyerek yanında küçük bir sepetle geldi.En: Emir arrived with a small basket, smiling.Tr: İçinde birkaç şaka malzemesi vardı.En: Inside were a few prank items.Tr: Bugün 1 Nisan'dı.En: Today was April 1st.Tr: Emir, arkadaşlarını biraz güldürmek istiyordu.En: Emir wanted to make his friends laugh a little.Tr: Lakin, başa neler geleceğinden habersizdi.En: However, he was unaware of what was to come.Tr: Derya ve Ece, Emir'den önce gelmişti.En: Derya and Ece had arrived before Emir.Tr: Onlar piknik örtüsünü sermiş, içecekleri hazırlamışlardı.En: They had spread out the picnic blanket and prepared the drinks.Tr: Emir geldiğinde, üçü de birbirine sarıldı.En: When Emir arrived, they all hugged each other.Tr: Emir, "Hey, millet! Bugün harika olacak!" dedi.En: Emir said, "Hey, guys! Today is going to be great!"Tr: Derya'nın organize doğası, Ece'nin maceracı ruhu, bugünkü planları daha da eğlenceli hale getirecekti, diye düşündü Emir.En: He thought that Derya's organized nature and Ece's adventurous spirit would make today's plans even more fun.Tr: Günün başında her şey güzeldi.En: Everything was lovely at the start of the day.Tr: Sofrada börekler, meyveler vardı.En: There were pastries and fruits on the table.Tr: Birer çay içerken sohbet ediyorlardı.En: They were chatting over a cup of tea.Tr: Emir, elindeki bir küçük oyuncak yılanı Derya’nın çantasına gizlice bıraktı.En: Emir secretly placed a small toy snake in Derya's bag.Tr: Derya, çantasını açarken yılanı görünce bir çığlık attı.En: When Derya opened her bag and saw the snake, she let out a scream.Tr: Ece ise gülmeye başladı.En: Ece started laughing.Tr: Fakat bu sadece bir başlangıçtı.En: But this was just the beginning.Tr: Emir, birkaç şaka daha hazırlamıştı.En: Emir had prepared a few more pranks.Tr: Ancak, diğer denemelerinde aynı pozitif tepkiyi alamadı.En: However, his other attempts didn't receive the same positive reaction.Tr: Derya, "Emir, yeterince eğlendik, devam etmesen daha iyi olur," dedi.En: Derya said, "Emir, we've had enough fun, it would be better if you stopped."Tr: Emir'in morali biraz bozulsa da içindeki enerjiyi bırakmadı.En: Even though Emir felt a bit down, he didn’t lose his energy.Tr: Bir yandan denize karşı oturup, İstanbul'un muhteşem manzarasını izliyorlardı.En: Meanwhile, they sat by the sea, watching the magnificent view of Istanbul.Tr: Seaguller etrafta uçuşuyor, martı sesleri deniz dalgalarıyla karışıyordu.En: Seagulls were flying around, and their calls mixed with the sound of the waves.Tr: Emir, bugün arkadaşlarıyla yeniden bağ kurmak isterken, tam tersi hissettirmişti.En: While Emir wanted to reconnect with his friends, it had actually made them feel the opposite.Tr: Bir ara Emir, Ece'nin çantasına sakladığı bir başka şaka malzemesi yüzünden Ece kızgın bir şekilde Emir'e dönüp, "Emir, neden sürekli böyle şeyler yapıyorsun? Bize söylemek istediğin bir şey mi var?" diye sordu.En: At one point, because of another prank item he had hidden in Ece's bag, she turned to Emir angrily and asked, "Emir, why do you keep doing things like this? Is there something you want to tell us?"Tr: O an Emir'in yüzü ciddileşti.En: At that moment, Emir's face turned serious.Tr: Derya ve Ece'nin dikkatini toplayarak, "Aslında, son zamanlarda biraz yalnız hissediyorum," dedi.En: Gathering the attention of Derya and Ece, he said, "Actually, I've been feeling a bit lonely lately."Tr: Arkadaşları bu açıklamayı duyunca anladılar ki Emir aslında eğlenmek değil, bağ kurmak istemişti.En: When his friends heard this explanation, they understood that Emir didn’t really want to have fun but wanted to connect.Tr: Ece, "Biz hep buradayız Emir, bizimle her zaman hislerini paylaşabilirsin," dedi.En: Ece said, "We're always here for you, Emir, you can always share your feelings with us."Tr: Derya da başını sallayarak onayladı.En: Derya nodded in agreement.Tr: Emir gülümsedi.En: Emir smiled.Tr: Aslında bütün bu şakaların bir ardında yatan sebebin konuşamamış ...
続きを読む
一部表示