• Kapadokya: Emir's Journey to True Friendship

  • 2025/03/28
  • 再生時間: 14 分
  • ポッドキャスト

Kapadokya: Emir's Journey to True Friendship

  • サマリー

  • Fluent Fiction - Turkish: Kapadokya: Emir's Journey to True Friendship Find the full episode transcript, vocabulary words, and more:fluentfiction.com/tr/episode/2025-03-28-22-34-02-tr Story Transcript:Tr: Baharın ilk günleri.En: The early days of spring.Tr: Kapadokya'nın güzel manzarası her zamanki gibi büyüleyici.En: Kapadokya@, as always, has a captivating view.Tr: Peribacaları, rengarenk balonlarla dolu gökyüzüne doğru yükseliyor.En: The fairy chimneys rise towards a sky filled with colorful balloons.Tr: Emir, yatılı okuluyla Kapadokya’ya geziye geldi.En: Emir@ has come to Kapadokya@ on a trip with his boarding school.Tr: Biraz gergin.En: He is a bit nervous.Tr: Arkadaş edinmek istiyor ama nasıl yapacağını bilmiyor.En: He wants to make friends but doesn’t know how.Tr: Emir'in sınıf arkadaşlarından Selin, her zaman enerjik ve neşeliydi.En: Emir's classmate Selin@ was always energetic and cheerful.Tr: Elinde fotoğraf makinesiyle her anı ölümsüzleştirmeye çalışıyordu.En: She was trying to immortalize every moment with her camera in hand.Tr: Kerem, sınıfın komiğiydi.En: Kerem@ was the class clown.Tr: Şakaları çoktu ama derinlerde bir yerlerde tarihe olan ilgisini saklıyordu.En: He made lots of jokes, but deep down, he hid his interest in history.Tr: Nevruz günüydü, doğanın yeniden canlandığı gün.En: It was Nevruz@, the day when nature comes alive again.Tr: Herkes piknik alanında eğlenirken Selin, "Hadi, yer altı şehrini keşfedelim!" dedi.En: While everyone was having fun at the picnic area, Selin@ said, "Come on, let's explore the underground city!"Tr: Herkes bu fikre bayıldı.En: Everyone loved the idea.Tr: Emir biraz tereddüt etti ama sonunda gruba katıldı.En: Emir@ hesitated a bit but finally joined the group.Tr: Yer altı şehri karanlık ve serindi.En: The underground city was dark and cool.Tr: Duvarlarda eski yaşamların izleri vardı.En: The walls bore traces of past lives.Tr: Grup içinde Emir konuşmadan duruyordu.En: Inside the group, Emir@ remained silent.Tr: Bir çıkış ararken bir noktada Selin durdu, "Burası nasıl bir yer?" diye sordu.En: While looking for a way out, Selin@ stopped at one point and asked, "What kind of place is this?"Tr: Kerem, "Tarih kitaplarında böyle bir şey okumuştum ama tam hatırlamıyorum," dedi.En: Kerem@ said, "I read something like this in history books, but I can't quite remember."Tr: Emir sonunda bir şeyler söylemeye karar verdi.En: Emir@ decided to finally say something.Tr: "Büyükbabam, burada kaybolmamak için bir teknik kullanılır derdi," dedi.En: "My grandfather used to say there's a technique used here to avoid getting lost," he said.Tr: Kerem ve Selin şaşkınlıkla Emir'e baktılar.En: Kerem@ and Selin@ looked at Emir@ in surprise.Tr: "Anlatsana!" diye heyecanla sordu Selin.En: "Tell us!" Selin@ asked excitedly.Tr: Emir, duvar çizimlerini ve yönleri nasıl kullanacaklarını anlattı.En: Emir@ explained how to use the wall drawings and directions.Tr: Hepsi birlikte çalışarak doğru yolu buldular.En: Working together, they found the right path.Tr: Odadan odaya geçerken, Emir arkadaşlarının ilgisini fazlasıyla çekti.En: As they moved from room to room, Emir@ caught his friends’ attention quite well.Tr: Artık aralarında dışlanan biri değildi.En: He was no longer an outsider among them.Tr: Grup sonunda piknik alanına geri döndü.En: The group eventually returned to the picnic area.Tr: Gözlerinde macera dolu bir ışıltı vardı.En: There was a sparkle of adventure in their eyes.Tr: Hikayelerini neşeyle paylaştılar.En: They shared their stories with joy.Tr: Emir artık daha rahattı.En: Emir@ was now more relaxed.Tr: Gülümsüyor, sohbet ediyordu.En: He was smiling and chatting.Tr: "Kendim olduğumda daha iyiydi," diye düşündü.En: "It was better when I was just myself," he thought.Tr: Günün sonunda Emir, başkalarına uyum sağlamak için kendisini değiştirmesine gerek olmadığını anladı.En: At the end of the day, Emir@ realized he didn't need to change himself to fit in with others.Tr: Sadece kendisi olmak, onun gerçek dostluklar kurmasını sağladı.En: Simply being himself helped him form true friendships.Tr: Kapadokya'nın büyüsü, ona yeni bir başlangıç verdi.En: The magic of Kapadokya@ gave him a fresh start.Tr: Nevruz'un getirdiği yenilenme, Emir'in iç dünyasında da gerçekleşmişti.En: The renewal brought by Nevruz@ had also taken place within Emir@'s inner world. Vocabulary Words:captivating: büyüleyicichimneys: bacalarıboarding school: yatılı okulnervous: gerginimmortalize: ölümsüzleştirmekclown: komikpicnic: piknikhesitated: tereddüt ettiunderground: yer altıcool: serintraces: izlersilent: sessizdrawings: çizimlerdirections: yönlersparkle: ışıltıadventure: macerarelaxed: rahatrenewal: yenilenmecheerful: neşelienergetic: enerjiktechnique: teknikoutsider: dışlananattention: ilgifresh start: yeni ...
    続きを読む 一部表示

あらすじ・解説

Fluent Fiction - Turkish: Kapadokya: Emir's Journey to True Friendship Find the full episode transcript, vocabulary words, and more:fluentfiction.com/tr/episode/2025-03-28-22-34-02-tr Story Transcript:Tr: Baharın ilk günleri.En: The early days of spring.Tr: Kapadokya'nın güzel manzarası her zamanki gibi büyüleyici.En: Kapadokya@, as always, has a captivating view.Tr: Peribacaları, rengarenk balonlarla dolu gökyüzüne doğru yükseliyor.En: The fairy chimneys rise towards a sky filled with colorful balloons.Tr: Emir, yatılı okuluyla Kapadokya’ya geziye geldi.En: Emir@ has come to Kapadokya@ on a trip with his boarding school.Tr: Biraz gergin.En: He is a bit nervous.Tr: Arkadaş edinmek istiyor ama nasıl yapacağını bilmiyor.En: He wants to make friends but doesn’t know how.Tr: Emir'in sınıf arkadaşlarından Selin, her zaman enerjik ve neşeliydi.En: Emir's classmate Selin@ was always energetic and cheerful.Tr: Elinde fotoğraf makinesiyle her anı ölümsüzleştirmeye çalışıyordu.En: She was trying to immortalize every moment with her camera in hand.Tr: Kerem, sınıfın komiğiydi.En: Kerem@ was the class clown.Tr: Şakaları çoktu ama derinlerde bir yerlerde tarihe olan ilgisini saklıyordu.En: He made lots of jokes, but deep down, he hid his interest in history.Tr: Nevruz günüydü, doğanın yeniden canlandığı gün.En: It was Nevruz@, the day when nature comes alive again.Tr: Herkes piknik alanında eğlenirken Selin, "Hadi, yer altı şehrini keşfedelim!" dedi.En: While everyone was having fun at the picnic area, Selin@ said, "Come on, let's explore the underground city!"Tr: Herkes bu fikre bayıldı.En: Everyone loved the idea.Tr: Emir biraz tereddüt etti ama sonunda gruba katıldı.En: Emir@ hesitated a bit but finally joined the group.Tr: Yer altı şehri karanlık ve serindi.En: The underground city was dark and cool.Tr: Duvarlarda eski yaşamların izleri vardı.En: The walls bore traces of past lives.Tr: Grup içinde Emir konuşmadan duruyordu.En: Inside the group, Emir@ remained silent.Tr: Bir çıkış ararken bir noktada Selin durdu, "Burası nasıl bir yer?" diye sordu.En: While looking for a way out, Selin@ stopped at one point and asked, "What kind of place is this?"Tr: Kerem, "Tarih kitaplarında böyle bir şey okumuştum ama tam hatırlamıyorum," dedi.En: Kerem@ said, "I read something like this in history books, but I can't quite remember."Tr: Emir sonunda bir şeyler söylemeye karar verdi.En: Emir@ decided to finally say something.Tr: "Büyükbabam, burada kaybolmamak için bir teknik kullanılır derdi," dedi.En: "My grandfather used to say there's a technique used here to avoid getting lost," he said.Tr: Kerem ve Selin şaşkınlıkla Emir'e baktılar.En: Kerem@ and Selin@ looked at Emir@ in surprise.Tr: "Anlatsana!" diye heyecanla sordu Selin.En: "Tell us!" Selin@ asked excitedly.Tr: Emir, duvar çizimlerini ve yönleri nasıl kullanacaklarını anlattı.En: Emir@ explained how to use the wall drawings and directions.Tr: Hepsi birlikte çalışarak doğru yolu buldular.En: Working together, they found the right path.Tr: Odadan odaya geçerken, Emir arkadaşlarının ilgisini fazlasıyla çekti.En: As they moved from room to room, Emir@ caught his friends’ attention quite well.Tr: Artık aralarında dışlanan biri değildi.En: He was no longer an outsider among them.Tr: Grup sonunda piknik alanına geri döndü.En: The group eventually returned to the picnic area.Tr: Gözlerinde macera dolu bir ışıltı vardı.En: There was a sparkle of adventure in their eyes.Tr: Hikayelerini neşeyle paylaştılar.En: They shared their stories with joy.Tr: Emir artık daha rahattı.En: Emir@ was now more relaxed.Tr: Gülümsüyor, sohbet ediyordu.En: He was smiling and chatting.Tr: "Kendim olduğumda daha iyiydi," diye düşündü.En: "It was better when I was just myself," he thought.Tr: Günün sonunda Emir, başkalarına uyum sağlamak için kendisini değiştirmesine gerek olmadığını anladı.En: At the end of the day, Emir@ realized he didn't need to change himself to fit in with others.Tr: Sadece kendisi olmak, onun gerçek dostluklar kurmasını sağladı.En: Simply being himself helped him form true friendships.Tr: Kapadokya'nın büyüsü, ona yeni bir başlangıç verdi.En: The magic of Kapadokya@ gave him a fresh start.Tr: Nevruz'un getirdiği yenilenme, Emir'in iç dünyasında da gerçekleşmişti.En: The renewal brought by Nevruz@ had also taken place within Emir@'s inner world. Vocabulary Words:captivating: büyüleyicichimneys: bacalarıboarding school: yatılı okulnervous: gerginimmortalize: ölümsüzleştirmekclown: komikpicnic: piknikhesitated: tereddüt ettiunderground: yer altıcool: serintraces: izlersilent: sessizdrawings: çizimlerdirections: yönlersparkle: ışıltıadventure: macerarelaxed: rahatrenewal: yenilenmecheerful: neşelienergetic: enerjiktechnique: teknikoutsider: dışlananattention: ilgifresh start: yeni ...

Kapadokya: Emir's Journey to True Friendshipに寄せられたリスナーの声

カスタマーレビュー:以下のタブを選択することで、他のサイトのレビューをご覧になれます。